Safra Kesesi Ameliyatı

Safra Kesesi Taşı

Kolelitiyazis, genellikle safra kesesinde safra yolunda oluşan safra kesesi taşlarının varlığını içerir. Koledokolitiazis, ortak safra kanalında (CBD) bir veya daha fazla safra kesesi taşı varlığına işaret eder. Safra kesesi taşlarının tedavisi, hastalığın evresine bağlıdır.

Safra Kesesi Taşı Belirti ve Bulgular

Safra taşları; safranın litojenik denilen safra taşı oluşumunu kolaylaştıran özellşikte olması taş oluşumunu kolaylaştırır. Safra kesesi taşı genellikle belirti vermeden sessiz seyreden, şikayet oluşturmadan yıllarca kalabilir. Bu yüzden bazı hastalarda karın bölgesi ultrasonik incelemesi yapıldığında tesadüf olarak farkedilebilir.

Safra kesesi taşları karın üst bölgesinde, mide üzerinde ve sağ böğür kısmından başlayıp sırta doğru vuran ağrı ve bulantı şikayetleriyle kendini gösterir. Özellikle yağlı gıdalar ve yumurta, sakatat türü yiyecekler yedikten sonra belirtiler ortaya çıkar. Ağrı genellikle yoğun ve donuk olarak tanımlanır, genellikle 1-5 saat sürer, 10-20 dakika içinde sürekli artar ve sonra yavaş yavaş azalır.

Sürekli olan ağrı; kusma, antiasitler, dışkılama, gaz veya pozisyon değişiklikleri ile rahatlamaz ve bazen terleme, bulantı ve kusma ile birlikte görülür.

Safra kesesi hastalıkları bazan Spesifik olmayan Hazımsızlık, dispepsi, geğirme veya şişkinlik gibi şikâyetlerde neden olabilir.

Safra kesesinde taşlar nedeniyle iltihaplanmalar olabilir. Bu duruma kolesistit denir. Kolesistit ani olarak ortaya çıkar ise akut kolesistit olarak adlandırılır. Zaman zaman tekrarlayan kolesistit durumuna ise kronik kolesistit denir.

Akut kolesistit- Sağ üst kadranda genellikle geri tepme ve korunma ile iyi lokalize ağrı (pozitif Murphy bulgusu olarak adlandırılır), ateş, terleme, barsak hareketlerinde azalma ile kendini gösterir.

Safra kesesindeki taşlar irili ufaklı ise küüçük taşlarr safra kanalından geçerek safra ile pankreasın ortak kanalını tıkayabilir. Bu durumda akut Pankreatit denilen ve pankreas bezinin nekrozuna kadar giden rahatsızlıklara neden olabilir. Pankreatit işlerleyici olursa ciddi riskler hatta ölümle sonuçlanabilir. Kanala düşen safra taşları safranın geriye tepmesine ve kana karışarak sarılık oluşmasına neden olabilir. Böyle hastaların hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekebilir.

Safra Kesesi Taşı ve İltihabı Teşhis

Komplike olmayan safra ve safra kanalının kısmi, tıkanıklıkları tipik olarak normal laboratuvar test sonuçlarına sahiptir olabilir; Komplikasyonlardan şüphelenilmedikçe laboratuvar çalışmaları genellikle gerekli değildir. Kan testleri, 

  • Tam kan (Hemogram)
  • Karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST, Bilirübin vb.)
  • Amilaz
  • Lipaz
  • Alkalen Fosfataz
  • GGT (gamaglutamil transferaz)
  • Teşhiste destekleyici bulgular verebilir.

Safra kesesi taşları ve safra kesesi iltihaplanmasında teşhis için kan testleri yanında bazı radyolojik incelemelerde yapılır. Bunlardan en sık uygulanan ve en kolay bilgi veren teşhis yöntemi ultrasonografidir.  Ultrasonda taşların bazı özellikleri, safra kesesinin yapısı, duvar kalınlığı, etrafında sıvı birikimi olup olmadığı görülebilir.

Safra kesesi hastalıklarında ultrasonografi dışında teşhis ve tedavi maçıyla gerekli durumlarda başka radyolojik incelemelerde yapılabilir. Bunlar; 

Abdominal radyografi (dik ve sırtüstü) – Esas olarak karın ağrısının diğer nedenlerini (örneğin bağırsak tıkanıklığı) dışlamak için kullanılır

Endoskopik ultrasonografi (EUS) –  ana safra kanalın’daki taşları tanımlamanın doğru ve nispeten invazif olmayan bir yolu

Laparoskopik ultrasonografi- Laparoskopik kolesistektomi sırasında safra kanalı görüntüleme için potansiyel bir yöntem olarak nadiren uygulanmaktadır

Bilgisayarlı tomografi (BT) – Safra kesesi taşlarını tespit etmek için ultrasonografiden daha pahalı ve daha az hassas, ancak safra kanalındaki taşları göstermede üstün özellikleri vardır.

Manyetik rezonans kolanjiyopankreatografi (MRCP) ile manyetik rezonans görüntüleme (MRI) – Genellikle koledokolitiyazisten (safra kanalı taşları) şüphelenilen vakalar için ayrılmıştır

Sintigrafi- Kistik kanal tıkanıklığının teşhisi için son derece doğru

Endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi (ERCP)

Perkütan transhepatik kolanjiyografi (PTC)

Safra Kesesi Taşı Tedavi

Safra kesesi taşlarının tedavisi, aşağıdaki gibi hastalığın evresine bağlıdır: Eğer safra taşları tesadüf fark edilmiş ve herhangi bir şikâyet oluşturmuyorsa ameliyat yapılmadan takip edilebilir. Ancak Tip 2 Diyabet hastalığı gibi enfeksiyonların kontrol edilmesi zor olan kişilerde şikâyet oluşturmasa bile ameliyat yapılmalıdır. Safra kesesi taşı olan kişilerde herhangi bir şikayet oluşturmasa (Asemptomatik)  bile aşağıdaki durumlarda da safra kesesi ameliyatı yapılmalıdır; 

  • Büyük (> 2 cm) safra kesesi taşı olanlar
  • Görüntüleme çalışmalarında işlevsiz veya kireçlenmiş (porselen) safra kesesi olanlar ve yüksek safra kesesi karsinomu riski altında olanlar
  • Omurilik yaralanmaları veya karnı etkileyen duyusal nöropatileri olanlar
  • Ağrılı kriz ve kolesistit arasındaki ayrımın zor olabileceği orak hücre anemisi olanlar
  • Siroz
  • Portal hipertansiyon
  • Çocuk
  • Organ Nakline aday olan kişiler
  • Safra taşların olan hastalarda ileri yaş, genel anestezi bazı durumlarda ameliyat dışı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Ameliyat dışı tedaviler, genellikle geçici ve zaman kazanmaya yönelik tedavilerdir.  Bu tedavi yöntemleri; 
  • Oral safra tuzu tedavisi (ursodeoksikolik asit)
  • Ekstrakorporal şok dalgası litotripsi (şok dalgası ile taş kırma)

Safra Kesesi Hastalığı Cerrahi Tedavi

Safra kesesi hastalıklarınım tekesin tedavisi ameliyatla sağlanmaktadır. Safra kesesi ameliyatına kolesistektomi denilmektedir. Kolesistektomi açık ve kapalı (laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Safra kesesi ameliyatında esas olan laparoskopik kolesistektomidir. Laparoskopik kolesistektomi genel anestezi altında 1-4 delikten yapılabilmektedir. Ameliyat acil ve iltihaplı olmayan safra keselerinde nispeten daha sorunsuz olarak gerçekleşmekte iken acil durumlarda yüksek komplikasyon riski olabilir. Bu nedenle gerekmedikçe acil kolsistektomi yerine akut atak geçtikten 6 hafta sonra yapılan ve elektif (normal) kolesistektomi daha düşük riskle yapılabilmektedir.